Tek Satıcılık Sözleşmeleri’nde Tazminat Sorumluluğu
Taraflar arasındaki sözleşmede taraflardan birine belli bir bölgede üreticinin mallarının satılması için münhasır yetki verilmesi halinde işbu sözleşmenin “Tek Satıcılık Sözleşmesi” kapsamında kalıp kalmadığı hususunun değerlendirilmesi gündeme gelecektir.
Peki “Tek Satıcılık Sözleşmesi” nasıl tanımlanmaktadır? Tek satıcılık sözleşmeleri doktrin ve Yargıtay tarafından verilen kararlarda özetle “Tek satıcılık sözleşmesi, yapımcı ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen çerçeve niteliğinde, sürekli öyle bir sözleşmedir ki, bununla yapımcı, mamullerinin tamamını veya bir kısmını belirli bir coğrafi bölgede inhisar sahibi olarak satmak üzere sadece tek satıcıya göndermeyi, buna karşılık tek satıcıda, sözleşme konusu malları kendi adına ve kendi hesabına satarak malların sürümünü arttırmak için faaliyette bulunmak yükümlülüğünü üstlenir.” şeklinde tanımlanmaktadır.
Buna göre, Tek Satıcılık Sözleşmesi’nde üretici ve tek satıcıya belli yükümlülükler getirilmiştir. Bu yükümlülüklerden en önemlilerinden biri ise üreticiye yüklenmiş olan başkasına satış yapmama yükümlülüğüdür. Bu tip sözleşmelerde aksi kararlaştırılmadıkça tek satıcı belirlenen bölgede sözleşme konusu malın satımı bakımından münhasır yetkilidir. Üretici de bu münhasır yetkinin uzantısı olarak başkasına satış yapmamayı somut olayda olduğu gibi taahhüt eder. Bu taahhüdüne aykırı davrandığı takdirde ise üreticinin bir tazminat ödeme sorumluluğu doğacağı kabul edilmektedir. Bu durumda, Yargıtay uygulamaları da üreticinin tazminat sorumluluğunun doğacağı yönündedir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 11 Ekim 2001 tarihli, 2001/2685 Esas ile 2001/6382 Karar sayılı içtihadına göre “Tek satıcılık sözleşmesi ile yapımcı ( davalı ) mamüllerin tamamını veya bir kısmını belirli bir bölgede inhisari olarak satmak üzere tek satıcıya gönderme yükümIülüğünü üstlendiğinden, aksi kararlaştılırmadıkça davalının, tek satıcı olan davacının sözleşme bölgesinde doğrudan satış hakkı yoktur. Davacı, satış yapmama yükümlülüğünü ihlal eden davalıdan tazminat isteyebilir.” şeklindedir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 19 Aralık 2018 tarihli, 2017/2160 Esas ile 2018/6736 Karar sayılı içtihadına göre “Davacı-karşı davalı vekili, taraflar arasında 21.04.2010 tarihli Distribütörlük Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin davalı-karşı davacı tarafından feshedildiğini, davacı-karşı davalının çalışmalar sırasında masraf yapmak zorunda kaldığını, davalı-karşı davacının distribütörlük bölgesindeki bütün satışlarını davacı-karşı davalı üzerinden yapması gerekirken doğrudan satış yaptığı için bu satışlardan davacı-karşı davalıya vermesi gereken komisyonu vermediğini, davacı-karşı davalının emek ve birikimi ile davalı-karşı davacının faaliyet alanını kendisine tahsis edilen bölgede genişleterek ticari bir ağ kurduğunu, ileriki yıllarda davalı-karşı davacının bu bölgede satışları artacağından davacı-karşı davalının alacak talep hakkı olduğunu ileri sürerek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 15.000,00 TL'nin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini istemiştir.
…davacının Distribütörlük sözleşmesi nedeni ile alt bayiliklerden dolayı doğacak prim kayıpları nedeni ile uğranılan zarara dair olmak ve fazlaya dair hakları da saklı kalmak kaydı ile 5.000,00.-TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Taraflara arasında tek satıcılık sözleşmesi akdedildiği takdirde üreticinin bu sözleşmeden doğan sözleşme bölgesinde satış yapmama yükümlülüğü bulunmakta olup bu yükümlülüğün ihlal edilmesi hâklinde tek satıcının üreticiden tazminat talep edilebilecektir.
Konuya ilişkin daha detaylı bilgiye Kardelen Hukuk Bürosu’na ait bu sitenin iletişim bölümündeki formu doldurarak ya da telefon veya mail aracılığı ile irtibat kurarak kolaylıkla ulaşabilir, konuya ilişkin hukuki danışmanlık alabilirsiniz.